Önce Kocaeli, şimdi de İstanbul: Emniyet, boykot ve eylemlere katılan öğrencilerin ailelerini aradı
İÜ öğrencilerinin aileleri, kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce aranıp çocuklarının ‘tehlikeli’ gruplarla hareket ettiği ve vazgeçmezlerse eğitimlerinin riske gireceği konusunda tehdit edildi.

Fotoğraf: Evrensel
İLGİLİ HABERLER

Polis, Kocaeli'deki öğrencilerin ailelerini aradı

İstanbul Üniversitesinde boykot nasıl örgütlendi?

Bir hareketin anatomisi: İstanbul Üniversitesi

Üniversitelilerin boykot eylemleri bugün de devam ediyor: "İtaat etme, hakkını savun!"
İstanbul — Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin aileleri, kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce arandı. Öğrencilerin okulda “tehlikeli” gruplarla beraber hareket ettiğini söyleyen yetkililer, “bu işlerden” vazgeçmedikleri takdirde eğitim hayatlarının zora gireceğini söyleyerek aileleri tehdit ettiler.
Aileleri aranan gençlerden Hukuk öğrencisi M. için boykota katıldığını bildiklerini ve katılmayanları zorladığını söyleyerek, yasadışı faaliyetlerde bulunmaması konusunda uyarıyoruz diyerek tehdit etti. Ailesini bu tehditlerle korkutmaya çalışan kişiler için hukuk öğrencisi, “Gençliği gözaltı ve tutuklamalarla sindiremeyeceğini anlayan iktidar, ailelerin gözünü korkutarak bizi baskı altına almak ve sindirmek istedi” diyerek, baskıların yıldıramayacağını söyledi.
“Gençlerin politikleşmesini engellemeye çalışıyorlar”
Kemal ise, “Emniyetten aradığını söyleyen kişiler ailemi arayarak, ‘Evladınız örgütlü insanların yanında duruyor ama ne yaptıklarını bilmiyor. Bu şekilde kendini fişletir, gelecekte sorun yaşar. Bir yerlere gidemez. Oğlunuza sahip çıkın.’ Gibi tehditkâr ifadeler kullandılar. Bu arama ailemle aramda tedirginliğe yol açtı. Eylemlere katılan bir genç olarak bu tür aramaları, gençlerin politikleşmesini engellemeye yönelik baskı ve sindirme girişimi olarak değerlendiriyorum” dedi.
“Korkutmak amaçlı yapılıyor”
Bir diğer öğrenci de şunları söyledi; “Emniyetten arayan kişi babama okulda eylemlere katıldığımı, örgüt faaliyetleri yürüttüğümü, örgütlü olmadığımı ancak örgütlü insanlarla sürekli iletişim halinde olduğumu söylemiş. Ayrıca babamın milliyetçi olduğunu bildiklerini de söylemişler. Babam buna karşılık olarak benim demokratik hakkımı kullandığımı, okuldaki örgüt faaliyetleri ile ilgili beni zaten okula başlamadan önce de uyardığını ve zaten okuldan 2 ay sonra mezun olacağımı söylemiş. Karşılık olarak mezun olacağımı da bildiklerini söylemişler.
Benim buna karşılık değerlendirmem bunun tamamen korkutmak amaçlı yapıldığı. Etrafımdaki herkesin aranmaması bana bu aramaların bir şekilde korkutabileceklerini düşündükleri insanlara yönelik olduğunu düşündürtüyor. Babamın ülkücü olması, memur olması ya da benim örgütlü olmamam gibi sebeplerin kendilerince caydırıcı olduğunu düşündüler bence. Devletin öğrencileri velilerine şikayet eden bir pozisyon almasını gülünç buluyorum.”
“Üniversiteler özgür ifade ve yaşam alanlarıdır”
İstanbul Üniversite Emek Gençliği ise bu uygulamalara karşı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Arkadaşlarımızın bu tür uygulamalarla aranması hukuksuzdur ve bunu kabul etmiyoruz. 19 Mart’tan beri biz gençler olarak ülkedeki hukuksuz ve anti-demokratik atmosferi değiştirecek adımlar attık, barikatları yıktık. Demokratik haklarımız için kitlelerle sokaklara döküldük. Alanlarda en güçlü sesimizle taleplerimizi dile getirdik. İstanbul Üniversitesinde de şimdiye kadar demokratik haklarımızla birlikte özerk-demokratik üniversiteleri inşa etmenin bilinciyle hareket ediyoruz. Bu tehditlerinse gençliğin mücadele mevzilerini kriminalize etme çabası olduğunu, tek adam rejiminin politikası olduğunu biliyoruz. Üniversiteler özgür ifade ve yaşam alanlarıdır. Bu uygulamalar her bir arkadaşımızın eğitim hakkını gasbetmek, demokratik yaşam ve hakları için bir araya gelen üniversiteli gençleri baskılamaya çalışmaktır. Bu saldırılar ve baskılar karşısında hiçbir arkadaşımız yalnız değildir! Emek Gençliği her bir arkadaşımızın yanında ve ortak taleplerinin mücadele adresidir.” (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et